27 Mart 2017 Pazartesi

Mart ayının son pazarı yüzümüze güldü

Hava güzeldi, doğa uyanıyor ve bizi çağırıyordu,

İrem deneme sınavından çıkmış papatyalar toplamayı haketmişti,

İyi ki bahardı, iyi ki ...





Yamanlar Piknik alanı 

15 Şubat 2017 Çarşamba

Eski Foça




Yarıyıl tatilinin son hafta sonu, İrem'in kursu yokken ve deniz havası özlemişken haydi bir yerlere gidelim dedik ve çıktık yola.
Dikili'ye giderken tabelası altından bin milyon kez geçip bir uğramamışız Foça'ya... İrem tarihi eser de görmek istedi ve Eski Foça'ya gidelim dedik, Foça'ya iki yol ayrımı var ve hangisi olduğunu bilmiyoruz neyse ilkinden saptık içeriye. 





Yolda ilerlerken sağda Pers Mezar Anıtı 'nı gördük ilk.  Çevresini koruma altına almışlar ama tanıtıcı, bilgilendirici levhalar olmayınca bir girip çıktık, belki o kadar yakınına bile tırmanmamak gerekir. Ama  içeriye açılan oyuktan bakınca maalesef zaten çokça ziyaret edildiği anlaşılıyor, ateş ve çöp izlerinden, taş duvar is içinde:(

Bütün bir taş kütle oyularak yapılmıı Pers Mezar Anıtı , çok eski olmasına rağmen bu kadar sağlam kalabilmesinin sırrı da bu sanırım.
İnternette yaptığım araştırmalarda Taş Kule diye isimlendirildiğini okudum, gerisi de şöyle ;
"Foça yolu üzerindeki Taş Kule olarak bilinen Pers mezar anıtının kazı, restorasyon ve çevre düzenlemesi yapılmıştır; Perslerin Phokaia’yı ele geçirmelerinin tarihi belgesi olan bu anıt M.Ö. V.yüzyılın sonları ile VI. yüzyılın başlarına tarihlenmektedir. Monoblok bir tüf kayanın oyulmasıyla oluşturulan bu anıt-mezar Eolia’da Persler’den günümüze gelen tek yapıdır."






Yeni Foça tabelası görünce, eski Foça'da olduğumuz anlamıştık, girişte hemen solda kalan yeldeğirmeni ve eski yapılara çıkamadık, restorasyon vardı.
biraz araştırınca şu bilgilere ulaştım: 
"Sınırlarını genişletmek için Batı’ya doğru ilerleyen Kyros, Sardes’i ele geçirdikten sonra Phokaia’yı almışlardır.  1913 yılında Sartiaux, Değirmenli Tepe’nin kuzeybatı yamacında yapmış olduğu çalışmalarda sonuç alamamış olsa da son dönem kazılarında aynı alanda Tiyatro Tepesi üzerindeki değirmenler ile tiyatronun yeri bulunmuştur. Burada yoğunlaştırılan kazılar sonunda yerel tüf taşından cavea ile analemma duvarları ortaya çıkarılmıştır. Helenistik döneme ait, oturma kademelerine kazınmış yazıtlar tiyatronun Roma öncesi yapıldığını göstermiştir. Ayrıca cavea’nın altı ile skene üzerindeki Geç Roma dönemine tarihlenen çok sayıda çanak çömlek parçaları burada bir de keramik atölyesi olduğunu göstermektedir. Bunun yanı sıra kademeler üzerindeki ölü külü çömlekleri tiyatronun Roma döneminde kullanılmadığına da işaret etmektedir. Ele geçen bulgular Phokaia Tiyatrosunu M.Ö. 4.yüzyılın 3.çeyreğine tarihlendirmektedir."







ve işte muhteşem manzarası ile Foça









"Bu antik kale Michel Paleok tarafından1275 yılında Cenevizli Manuel Zacharna’ya verilmişve zaman içerisinde Cenevizlilerce surları onarılmıştır. Phokaia’nın 1455 yılında Osmanlı topraklarına katılmasından sonra surlar onarılarak şimdilerde dokuz tanesi ayırt edilebilen kulelerle donatılmıştır. Beşkapılar, Osmanlı dönemi kalesinin kayıkhane bölümüdür. Buradaki yazıta göre Kanuni Sultan Süleyman zamanında 1538-1539 yıllarında onarım görmüştür. Beşkapılar, 1983 ve 1994 yıllarında restore edilmiştir. Şehrin etrafını çevreleyen surların en iyi korunmuş bölümleri, yarımada üzerindeki Bizans, Ceneviz ve Osmanlı dönemlerine ait onarımlardır. Beşkapılar'da bilimsel kazılar yapılmaktadır. Kalenin kayıkhanesi günümüzde Açık Hava tiyatrosu olarak kullanılmaktadır."





"İ.Ö. 580 yılına tarihlenen yapıda, çeşitli büyüklüklerdeki beş nişte tanrıça Kybele'nin heykelleri ve kabartmaları yer alıyordu. Kayaya oyulmuş adak havuzuyla denizci fenerlerinin konulması için yapılan küçük nişler; denizden gelenlerin burada tapındıklarını gösteriyor. Kutsal alanın yaslandığı kayalık üzerindeki sur duvarları, duvar yapımının dört ayrı dönemini göstermektedir. Arkaik surlar, harçsız yapılmıştır. Roma dönemi surlarında kireç harcı kullanılırken; Ceneviz ve Osmanlı dönemi surlarında kireç harcı, kum, tuğla parçası ve kiremit tozlarından oluşan Horasan Harcı kullanılmıştır.
Athena'nın kökeni Babilli Kraliçe Izdar'a kadar gider. Kybele Anadolu'nun tanrıçasıdır. Kybele, Arkaik dönemden itibaren çok saygı görmüştür. Yeldeğirmenli tepe ile İncir Adası'nda da kutsal alanlar vardır."




Sokaklarında, sahilinde gezdik Foça'nın, deniz havası çok iyi geldi,,





Yemek zamanı gelince adres elbette çarşısındaki sahil balıkçıları ;)

yemekten sonra Yeni Foça'ya dönecekken İrem'in anneannesine olan özlemi kabarınca Manisa üzerinden Akhisar'a geçtik, ben de özlemişim memleketimi, deniz havası, memleket  havası derken bi gezinin daha sonuna geldik :)

Kale duvarları önünde, el emeği göz nuru ürünlerin satışının yapıldığı tezgahlarda hanımefendilerle sohbet edip birer de kolye aldık ;) neden yazdım bunu, çünkü hep gördüklerimden farklı güzellikte ürünlerdi ;) aklınızda bulunsun :)


8 Şubat 2017 Çarşamba

7 Şubat 2017 Salı

2016 sonu ve 2017 başlangıcında Gonca'nın renkleri

2016 'yı bitirdik, yitirdiklerimizle...

Geçen yılın son günleri teog sınavının geçişi, rehaveti ve sonrasıyla en önemlisi de tabii İrem'İn yeni yaşını kutlamakla geçti. Aralık ayı doğumlu güzel kızım 14 yaşını doldurup onpeşinden gün aldı ;)

Üç ayrı kutlama yapıldı kendisine, sevenleri sağolsun :)



Bu kutlama ailemiz arasında halamız ve eniştemizin ev sahipliğinde Buca Kırçiçeği Garden'de oldu.



Yeni yaşı ile birlikte, sağlık , mutluluk ve tüm güzellikler onunla olsun. Annelerin dileği kabul olurmuş :)

Kutlamalar bitmiyordu , sonrasında yeni yıla girişimizi kutladık ve tüm iyi dileklerimizle sarıldık birbirimize,,, 

Bu yıl ocak ayı biraz sıkıntılı geçse de önümüzdeki günler için umudum var ;) 

derken; yarıyıl tatili geldi, İrem ile birlikte bir hafta kadar tatil yaptık, kızımla dinlendik, eğlendik ve tabii şimdi  o okulda ben iş yerinde rutinimize döndük.

tatilin  iyi bir yanı da canım Wilmer ile geçen tadına doyulmaz saatlerdi ;)


Bu iki ayda izlediğim filmler ; 
Star Wars , Çin Seddi, Olanlar Oldu

Star Wars zaten bir efsane,  bu serinin tüm filmlerini izlerim, 

Çin Seddi, çekici ve heyecanlı sahnelerle başlıyor. Baştan sona hikaye zayıflasa da görsel bir şölen sunuyor. 

Star Wars ve Çin Seddi'ni imax izlediğimi de not düşeyim. Hareketli yapımları bu teknoloji ile izlemek ayrı bir zevk ;)

minik de bir not düşeyim, İzmir'de Mavibahçe Cinemaximum da imax salon var, bilet ücreti sanırım 33 TL civarında, ancak maximum karta ilk seans kampanyasından faydalanırsanız 7 TL ye geliyor ;)

tatilde İrem'e olan sinema sözümü de Ata Demirer'in son filmi Olanlar Oldu 'dan yana kullandık, iyi ki de öyle yapmışız. Çok eğlendik, mutlaka izlemelisiniz :)


Bu arada evdeyken FX kanalındaki dizilere ve programlara sardık, güzel izlenesi... 

Tatilde bol bol okuma fırsatım oldu ve uzun zamandır ara verdiğim yazma serüvenime hızlıca geçiş yaptım. Aykırı Kuş Ortak kitap 5 için metinlerimi düzenledim, baskıya girdik bile , kollektif çalışmalara bayılıyorum...




Neler okuduğuma gelince ;

Anthony Burgess - Otomatik Portakal, 

Zülfü Livaneli- Huzursuzluk  okudum.



şimdi elimde Günter Grass - Yengeç Yürüyüşü var.




daha çok okumak, daha çok yazmak, daha çok film, müzik, mutluluk, huzur istiyorum, yetişemiyorum...

Sahi ne yapıyoruz zamanı yiyor muyuz ? eritiyor muyuz ?

zaman demişken, üniversite yıllarında ikinci ailemiz olduk birbirimizin, o dönemden beri kopmadığım arkadaşlarım ve kızlarımız ile öncesi-sonrası adlı çalışmamız...




ve bu da kendilerini gençlere benzeten " anneaaa sen de mi " pozumuz :)




veee İrem ile benim yeni imajımız:),



Spora başladık demiş miydim,, beni öldürseler de o eliptikle buluşturmasalar, hiç sevmiyorum onu :p
bazen ailecek bazen dönüşümlü gitmeye çalışıyoruz. bu da hayatımızın bir rengi bir parçası oldu :)

Son iki ayın kısa bir özeti gördüğünüz gibi içinde yine mutfak kaabiliyeti gerektiren, nakış dikiş, el emeği namına birşey yok... keşke elimden gelse ama beceri işi işte üstadım. ben yapanlara bakayım feyz alayım tarif çıktıları alıp eve gidince unutayım :D taam yaa kaçtım '!!






15 Kasım 2016 Salı

Kurabiye

dün nereden aklıma estiyse, ekrandan önüme düşen kurabiye tarifinin çıktısını aldım, eve gidince yaparım İrem sever diye düşündüm,
anneme uğradım, İrem'in kursa gittiği sitenin pasta fırınından çeşit çeşit kurabiyeler alınmış, bonusu da dereotlu puaça, bayılırım!
hasılatı toplayıp eve çıktım, mutfağa girdiğim an üşendiğimi bildiğimden yüzüme yerleşen hınzır gülümsemeyi kimse görmedi;) sadece Wilmer bir anlamlı bakıyordu kıstığı gözleriyle,
yemeğimizi de annem pişirmişti sağolsun, binşükür ki annem yakınımda ...

İrem 'in sınavı yaklaştı, çalışmalar hız kazandı, benim dizi akşamımdı, laf aramızda her akşama bir dizi bulmayı başardım bu kış çok mutluyum :)

Az düşünmeye, vakit geçirmeye de ihtiyacım var, ben de insanım :)

Karamazov Kardeşleri okurken çantamda taşımak zulme dönüşünce onu evde bıraktım, Uğultulu Tepeler'in mini kitap versiyonunu almıştım Migros'tan hem de kokulu , onu okudum bitti, Şimdi Sadık Yemni'nin son romanını okuyorum, Nazarzede Kliniği,

doğa gezileri yapmayı özledim sonbahar geçmeden, hafta sonları kurs ve çalışma ile geçiyor benim de gönlüm razı gelmez İRemsiz gezmelere ;)

imza:teogannesi