ışık hızında geçiyor hayat

dün  akşamüzeri başladı herşey.
gün içinde ogame'den arkadaşım Arzu  aradı  İzmirdeymiş görüşelim isterim diye, ben de sevindim , program yaptık Kordon'da buluşacaktık.
İş çıkışı  Mustafa'nın mesaiye kalması gerektiği anlaşıldı ben yola koyuldum, Arzu aradı programı iptal ettik, İrem'İ almaya gittim.İrem'le birlikte eve girmeden kırtasiye aradık bulduk, ama aradığımız siyah Avrupa fon kağıdı ve kasap kağıdı(!) bulamadık.
O kadar sıcaktı ki bayılma derecesindeydik eve girdiğimizde :(
İrem resme , ben yemeğe giriştik , ne güzel bir yemek seçmişim dedim hatta kendime patatesler kızarmış , biberler cızırdar ve ellerim köfte harcında iken :p
tam da bu sıra Arzu aradı bu kez İrem'in sınıf arkadaşı Irmak'ın annesi, eşimin spor arkadaşı Harun'un eşi :D
beyler masa tenisinde iken Mürdüm cafede buluşsak ? dedim yemekten sonra olabilir ..
çok da niyet edemedim sıcaktan korktuğumdan..
o sıra İrem duydu mutlu haberi :D gidelim lim lim lim lime lime lim türküsü tutturdu :p
yemeğimizi ışık hızında yedik, araba Musti 'de idi , bu sıcakta dolmuş hiç çekemem taksi çağırayım derken babamız eve döndü, masa tenisi olayını iptal etmişti ama arkadaşlarının yeni gittiğini duyunca hazırlandı bizi de cafeye bırakıp geçti.
Tüm bu hız, sürekli program değişikliği benim bünyeye ağır gelir derken;İrem'in arkadaşları arasında mutluluğu ,gülmeleri, neşesi  oh! dinlendim işte hayat dedirtti :))
Mürdüm Cafe o civarı hareketlendirmiş, armut koltuklarda çimlere serildik biz anneler büyük çocuklar spordan dönene kadar sohbet ettik :))
Eve döndüğümde çamaşır yıkadım, astım, mutfağı bir toparladım , facebook 'ta bir dolaştım , kitabımı bitirdim , nihayet uykunun kollarındaydım ...