30 Haziran 2012 Cumartesi

kararsız cumartesi

İrem gece ateşi yükselmeden uyudu, birlikte yatıyoruz birkaç gecedir, uyudum mu ben yine de hayır ! tekme üstüne tekme allahım nasıl bir güçlü yavrum varmış meğer benim..neyse sabah biz erkence o biraz daha geç uyandı bizden. Kahvaltımızı yaparken dışarıya çıkacağımızdan bahsediyorduk , hiç halim yok dedi.Haklı, zaten dün konuşurken pazar diye plan yapıyorduk.İrem ısrar edince bugüne çekmiştik,,ay  işte karışık, kararsız başlayan bir gün idi..
Mustafa pazara çıkınca ben de evi bir süpürdüm, sildim, temizliğe gelen Senar ablanın işi çıktı geçen perşembe, ertelenince temizlik de bana kalıverdi.
yosun paşa hazretlerinin evini de temizledim.korkmuyorum neyse ki, o da bir gölge sanki sessiz , ya da hissediyor öyle bir ilişkimizvar onunla .
İrem ağzından ötrü hiçbirşey yiyemiyor , lalaa (yayla )çorbası istedi.unutmuşum nasıl yapılır, Ayşeannemizi aradık sorduk, hatırladım, pirinç kaynatıp içine yoğurt, un , tuz,nane ekledim pişti, güzel olmuş hepimiz yedik.Yemekten sonra İrem çıkmak istedi, saate baktım üç, cayır yanma saatleri..
çıktık , Forum'a gittik, İrem puzzle aldı moonsterhıgh 500 lü, şimdi onu yapıyor :)
yazıcı aldık birde hp, kampanyalı , İrem çok istiyordu para biriktirdi biraz da biz ekledik.
Dönüşte eşimin en büyük ablası, kızları ve torunlar  baaannemize gelmişler onlarla dışarıda buluştuk .Kısa da olsa görüşmüş olduk.
Dönüşte , yazıcı kuruldu, yemekler yapıldı.İrem'e tavulsuyu çorba yaptım , bizim tavuk yemeğini soya sosu ile yaptım fırında , yoğurtlu semizotu , domates salatası yaptım . Yedik içtik oturuyoruz şimdi :) tam ev hali..
Yarın Antalya'dan misafirlerimiz olabilir sabah kahvaltıya, bakalım yoldalar haber bekliyoruz.
bugün cafe'den bir görüntü ;
İrem kızım hastalık sonrasız süzülmüş.yanında Defne , Ayşe ve Ada.



yemeklerimin resmini de koysam mı ,
tüm malzeme soya sosu ile harmanlanır

fırın poşeti ile fırınlanır

semizotu otların prensesi



27 Haziran 2012 Çarşamba

son günlerde biz

nelerle uğraştık ;

salı sabahı 5,30 gibi aradı annem.Telaşlandım haliyle, İrem ateşlenmiş, bütün gece ateşi düşürmek için uğraşmışlar, ne bir şurup ne derece bırakmamışız yazlığa :(
sabah bu haberle uyanınca Mustafa duramadı ben gider alırım onları diye Dikili yollarına düştü.Döner dönmez doktora gittiler , faranjit olmuş.Tamol sandoz ilacını vermiş doktor.Günde iki kez, ama aralarda yükseliyor ateş :( şaşırdık ne yapacağımızı..
Dün akşam iyiydi, hatta oh toparladı galiba derken bu sabaha karşı yine ateş.Antibiyotik vermiyor doktorlar ama ateş de düşmüyor :( bilmiyorum nasıl geçecek bu hastalık..
İlacı saati dolmasa da verdim, ıslak havlu ile düşürmeye çalıştık ateşi,şimdi evden gelen haber uyuyor olduğu..
Umarım kısa sürede iyileşir bal lokmam.. Özlüyorduk bak iyi oldu diyorum gülüyor dün , gözler süzülmüş.
Akşam epey açılmış,yemek yemiş keyiflenmişti.Survivor final izledik.Nihat ilk günlerden beri desteklediğimiz isimdi, sms bile attım bu kez :) hayırlı olsun kazandı, ama biz daha çok Hayim düştü , yine düştü kısmındaydık olayın, çok eğlenceli görüntüler vardı.

Dün Mustafa yola çıkınca evde ne yapacağımı bilemedim, lavabo ovdum,toz aldım, bulaşık makinesini boşalttım, tüm nevresimleri değiştirdim, yıkamaya koydum v.s. sonra elime Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabı geçti, neden yarım koymuşum, sindire sindire okumak için , deyip baktım, baştan başlamaya karar verdim, kafamı toparladığımda..

İş yeri inanılmaz yoğundu, bugün de öyle olacak sanırım ..

Dizim coştu bu arada sırasıymış gibi :(

kıkırdak aşınması var dizlerimde zaman zaman ağrı yapıyor ,kitleniyor ,merdiven çıkamıyorum basamıyorum üzerine,flexo jel sürdüm bandajladım sürüye sürüye geldim bacağımı..

iki gündür,uykusuz, yorgun,üzgün bir de diz ağrısı acısı ile geçiyor , bu kadar olsun lütfen !

evrene de emredici mesajımı :p gönderdikten sonra iyi bir gün olsun dilerim..

Bu arada dün bizim evlilik yıldönümümüzdü.. 13 yılı geride bıraktık , tanışıp flört etmeye ( böyle mi deniyordu biz çıkmak diyorduk daha çok galiba) başlayalı da 20 yıl olmuş dile kolay :)
Akşam kızımıza sarılıp kutladık , iyi ki geldin bak üçümüz kutlamış olduk dedik o da sevindi :)
Canım canım seni çok seviyorum :))))

sevgiliye de mesajımızı ilettik :)
şimdi  masamıza gömülüp çalışma zamanıdır ;)

25 Haziran 2012 Pazartesi

ve aöf açıklanır

ticaret hukuku tahmin ettiğim üzere büte kaldı , hay yaaaaa :(((((

zaten neyimeyse  , neyse muhasebeden geçmişim  her nasılsa :D hehehe

haftasonu -Dikili




Cuma akşamı İrem çok hamarattı , gitmeden sana kitaplık süsü ve kitap ayraçları yapayım dedi.Ben de mutfaktaydım , yaptıklarını görünce çok beğendim :)

soldaki fil hanım , yanındaki kuş bey imiş :) diğeri de kozalaktan süs 


Cumartesi sabah kahvaltısından sonra annemi de alarak yola çıktık.Dikili her zaman ki gibi güzeldi.Anlatılmaz yaşanır :) hava oldukça sıcaktı serinlemenin türlü yolları vardı ;)

kafamda kızımın tacı ile hey alla yaaa..
İrem su kızı zaten ..



yaz günü , kış günlüğü ;)


güzel kızım çok özledim

Dikili sahilleri..


annemin kıymetlisi 



dönüş yolu traifiğini güzel kılan günebakanlar..



Yeni Foça yol ayrımı..

22 Haziran 2012 Cuma

Bizim evde Sezon Fİnalleri



Bu hafta dizilerin sezon finalleri ile geçti.
Kış boyunca İrem uyuduktan sonra izlediğim diziler birer birer sona erdi. Sezon finallerini Behzat Ç.hariç İrem ile birlikte izledik.
Çocuk hiçbirini izlemese de bir fikri var, fragmanlar, reklamlar,tekrarlar derken hepsine hakim olmuş.
Onca dizi içinde bu dizileri tercih edip izleme sebeplerimi sezon finallerinde anladım , her biri sinema şöleni gibiydi. 

*Muhteşem Yüzyıl   , finalde Hürrem'in iç sesi ,lider duruşu  beni etkiledi.Birisini hatırlattı yöneticilerden bana, dikta, dediği kanun olan!  (1)
 
*Öyle Bir Geçer Zaman ki , Ali Kaptan hastası olduğumu herkes bilir.O konuştu ben eridim , Cemile çok iyiydi, Aylin'in neşeli halleri .. minik Osman herkesin sevgilisi.. Veda zor oldu. İki sezondur her salı pc başından diziyi izler facebook duvarımdan misafir ağırlar , her sahneyi paylaşırdık arkadaşlarımla.Hayatımızda bir yer etmişti bu dizi ve Aliğğğğ :)
Aylin son sahnelere yakın hiç sevmediğimiz yengesine sezaryen oluciiim evet herkesin kendi seçimi dedi ! (2)

*Behzat Ç.  bana  her an ölümü yaşayabileceğimiz , sevdiklerimizin kıymetini bilmemiz konusunda soğuk duş etkisi yaptı.Önümüzdeki sezon   da  çok hareketli geçeceğe benzer..  İnce bıyık savcımız görünecek mi yine acaba  ve  ihaleler ne yolla  kazanılacak ve kimlerin kanunu işleyecek bakalım (3)

*ve Fatmagül, ilk bölümünü izlediğim sonra hiç takip etmediğim bu diziyi akşam misafirlerim izlediği için izlemek durumunda kaldım. İlk bölümün aynından final yapmışlar cıks olmamış derken son 1 dk.da  vurdular ..
Beren Saat'in sesinden  benim davam sonuçlandı ama diye başlayan tüyler ürpertici  vakalar sıralandı biiir bir... Sonuçlanmayan , ceza karşılığını bulmayan  tecavüz , taciz, aile içi şiddet davaları (4)

Her biri rakam bir vurgu hepsi son dönem gündemde olan  olaylara göndermelerdi. Peki kaç kişi bu vurguların farkında ?  yoksa sadece salya sümk . ağlayıp geçiyor muyuz aslında ?? 

21 Haziran 2012 Perşembe

Tepekule Açıkhava Sinema gösterileri başladı




Tepekule İş Merkezi teras katında sergileniyor filmler.8.si düzenlenmiş bu sene.. Geçtiğimiz yıllarda da gidiyorduk izlemeye, gösterimdeyken yetişemediğimiz filmleri buradan izlemek adet gibi oldu.Bu sezonun ilk filmi The Artist oldu.
Dün akşam İrem yine Özüm'den ayrılmak istemedi .Bizim de bir kaç planımızda değişiklik olunca arkadaşlarımız Esin ve Rıza ile birlikte bu filmi izlemeye gittik.
Teras katın manzarası harika, körfez ayaklarının altında , soğuk biralarımızı yudumlarken -ki diyet filan yalan oldu ,bu da ayrı bir mevzuu- sohbet ettik.Film başlayınca yerlerimizi aldık .Rüzgar bize acımadı :) Artık iyice sallabaş olunca  geride panellere yaslandık ikinci yarı daha zevkle izlendi bu sebeple.


Artist ( The Artist ) Film Tanıtımı 2012

Tür :Romantik, Komedi, Dram

Yapım Yılı :2011

Ülke : Belçika, Fransa

Yönetmen : Michel Hazanavicius

Senarist : Michel Hazanavicius

Oyuncular : James Cromwell , John Goodman , Malcolm McDowell , Penelope Ann Miller , Beth Grant , Ed Lauter , Missi Pyle , Ken Davitian , Jean Dujardin , Bérénice Bejo , Bitsie Tulloch , Joel Murray

Yapımcı : Jeremy Burdek

Görüntü Yönetmeni : Guillaume Schiffman

Müzik : Ludovic Bource

Filmin Konusu :
1920'li yılların sonunda Hollywood sinema sektörünü kökünden değiştirecek 'teknolojik' bir devrim yaşandı. Ses, "henüz hiçbir şey duymadınız" repliği ile film pelikülüne bir daha hiç ayrılmamak üzere girdi. Fakat sinema sektöründe yaşanan bu devrim boyutundaki bu değişim pek çok insanın mesleğini ve kariyerini de derinden sarstı.

Dönemin en karizmatik aktörleri arasında yer alan George Valentin (Jean Dujardin) de sesin beklenmedik biçimde sinema perdesine yansımasından payına düşeni alıyor. yanı başında boy gösteren taze ve güzel oyuncu Peppy Miller'ın ise aklı fikri şöhrette.
2011 Cannes Film Festivali'nin en gözde yapımlarından olan The Artist, başrol oyuncusu Jean Dujardin'e George Valentin performansı ile "En İyi Erkek Oyuncu" ödülünü kazandırdı. Film sinema sanatının sessiz dönemine bir saygı duruşu niteliğinde diyalogsuz, sessiz, siyah-beyaz ve saniyede 22 kare ile çekildi. Altın Palmiye adayları arasında da olan filmin yazarlığını ve yönetmenliğini ise Michel Hazanavicius üstleniyor.

Fİlm bildiğimiz gibi BAFTA ödüllerinde 7 dalda, Oscar Ödüllerinde 5 dalda  ödül aldı.


20 Haziran 2012 Çarşamba

Bugün Neler Öğrendin? (mim)

Sevgili biricit mimlemiş , beni unutmamış sağolsun :)

Bugün neler öğrendim bir bakalım : ( Dün yazmış yayınlayamamıştım )

iş yerinde çok sevdiğim bir arkadaşla ilgili ama henüz kimsenin bilmediği bir şey öğrendim..Günü gelince açıklar kendisi zaten ;)

Dağlıca'da  askerlerimizin şehit haberleri geldi  ve  çok  üzdü bizi :((


Okuduğum kitaptan psikoloji ile ilgili kavramlar ve fransızcada kulanılan bazı lakapların ne anlam taşıdıklarını öğrendim.

İnsanların insan soyuna karşı ne kadar acımasız , gaddar  ve  ön yargılı olabildiklerini öğrendim , maalesef :((

kısır bir gün olmuş, oysa  hayat neler öğretiyor insana..

19 Haziran 2012 Salı

gülerken gülünecek hale düştüm ..

zaman : dün akşam
yer :bizim ev
kişiler : 3D gözlükleri ile yemek yiyen baba-kız ..

mutfaktayım sıcak , mantı yapıyorum.Alper Kayseri'den getirmiş minnak minnak bişiler , tencerede kaynıyor, bir yandan t.fasulye temizliyorum .İçeriden sesleri geliyor şakalaşmalar, gülmeler bazen inatlaşmalar ,gülümsüyorum..
MAntı hazır , yoğurdunu ,sarımsağını İrem'e veriyorum hazırlıyor , sarımsak dövüşü bile güzel kızımın :) salçası da hazır oh ! misss ..bu arada t.fazulye düdüklü tencerde yerini aldı ,tıss fısss mutfak tam cümbüş yeri :)
İçeriye sofrayı kurarken dombili patlıcanları da ocağa bırakıyorum közlensinler diye .. Bakıyorum kurulmuşlar tv karşısına tabaklarında dumanı tüten yemek ,gözlerinde 3d gözlükler :D   Dünya savaşı belgeseli izliyorlar, sıcaktan da bezmişim bir gülmek alıyor beni , karşımda ciddi oturmaları daha da körüklüyor :D
Neyse yemek bitti,
Mutfağı toparladım .Survıvor başlamış, izliyoruz , nasıl bir sıcak geldi klimaya rağmen , susamışım , efesss bir nefesss diyorum , o da uykumu getirmiş,sızmışım..

Kaldırdım kafamı ki Nihat ile Begüm bir sohbet bir muhabbet baktım saat 11 i geçmiş,, ee kim elendi diye sordum bir de artık ne saçmaladıysam bir gülme krizine girdiler babalı-kızlı  alla allaaa deyip yattım gerisini hatırlamıyorum saatin sesine uyandım.

Garip bir rüya gördüm, bir zarf geldi eve açıp bakıyorum avukattan gelmiş isim de  Anais ..... (Soyadını anımsayamadım şimdi)  ama blog arkadaşımmış :D  Ayrıca sabah dikkat ettim Anais okuduğum kitaptaki kadın polisin ismi ,, hey allahım  tüm yaşadıklarım karışıp rüyamda çıktı karşıma hayır olsundu !!


18 Haziran 2012 Pazartesi

Bir MİM daha ..

Resim alıntıdır.


Takıntıların var mı yoksa kim takar takıntıları sallamışım dünyayı modunda mı yaşarsın hayatı..


demiş  deeptone ;) teşekkürler .


bir düşünelim bakalım :)

düşünmek , işte benim takıntım bu.Her şeyi planlarım kafamda program yapmazsam yaşamış saymam kendimi.. Düzen ve temizlikle ilgili çok takıntılarım yoktur.Ama bu gün şu işi yapayım dedim mi, yapacağım yoksa rahat edemem, huzursuz olurum.Ani gelişen olaylardan hoşlanmam ..
Aslında pek çok özelliğim törpülendi diyebilirim.
Keşke şöyle hiç birşeyi takmayan ,kaygısız bir tip olabilseydim..keşke..
Kızımla ilgili kışın belini toplatma takıntım var bir de , gülüyoruz artık İrem yatağındadır her gece kontrol yapılır.Jandarma geldi derim güler gösterir atlet pijamanın içinde olacak abijim ..
Umarım farketmediğim yaşam kalitemi düşüren takıntılarımdan da kurtulurum tez vakitte..





17 Haziran 2012 Pazar

babalar günü kutlu olsun !

babalar günü özel fotoğrafıdır .

Hafta sonu yine çok hareketli geçti.Cuma akşamı yemek yerken Özgülle telefonda konuşurken gelsenize dedi.Arkadaşım dedim İspanyalara gitmeden görelim dedim.İrem ve Zeynep ikilisi oyuna doyamadı, biz de sohbete :) görüldüğü üzere , kızlara renk renk ojeler sürüldü :)

Cumartesi gününü annem , Deniz İrem birlikte geçirdik.Annemden yalancı sarma istemiştim taze yaprakla yaptık canım annecim ellerine sağlık ..

Bu arada işte Yosun Paşa..




İrem bu puzzle 'i bitirdi :)





Pazar sabah kahvaltısı sonrası Gümüldür 'e doğru yola çıktık .Eşimin annesi, kardeşi,ablaları ve çocukları ile buluştuk.Güzel bir gündü.Eve dönünce eşimin babalar gününü kutladık :) Yemeği o hazırladı olsun :)

Tüm babalarımızı kutluyorum .






15 Haziran 2012 Cuma

hafta sonuna doğru..

cuma akşamüzeri saat 5 dedi mi gitmez artık durur ..
bi git olum bak bi git :p
ben yapmasam olmazdı ..
neyse.
şimdi hafta sonu neler yapılacak diye düşündüm de, yarın evdeyiz yani sanırım.Biraz pazar ,market alışverişi yaparız  , önümüzdeki hafta için bir kaç çeşit yemek hazırlarım.Çamaşır,ütü ev işleri bunlar rutinimiz oldu artık.
Deniz annemde olacakmış onlarla vakit geçiririz.Akşama survıvor izleriz.Var mı ki ? final mi aceba nedir hiç bilmiyorum.Cumartesi akşamı klasiği balık yapar babamız :)
Pazar  sabahtan yollardayız.Çeşme 'ye gideriz demişti  kuzenler, eşimin kardeşi ama Gümüldür'e çevrilmiş rota, benim için farketmez deniz olsun, kum olsun yeter ;) Pempe deniz çantam sağolsun doldurur içini dökülürüz yollara ..
Pazar akşamı Behzat Ç.sezon finali imiş kaçmaz  !!
pazartesi  yine iş temposu ..İrem'e program hazırlamak niyetindeyim yaz için bakalım.. Kuşumuz bu akşam eve gelecek ,yosun paşa :p

herkese iyi hafta sonları dilerim.

Bu arada  yeğen Ramazan başta olmak üzere Üniversite sınavına girecek tüm gençlerimize başarılar  :)

bir film , Eşrefpaşalılar


Filmin konusu :

İzmir Eşrefpaşa’dan gelip İstanbul’a yerleşmiş iki dosttan biri olan Tayyar (Hüseyin Soysalan), güç ve iktidar tutkusu ile büyük bir mafya lideri olurken; Davut (Turgay Tanülkü), küçük mahallesinde namusuyla kahvesini işletmektedir. İkisi de aynı kadını sevmiştir fakat Madam Eleni (Sermin Hürmeriç) Davut’u sevmesine rağmen Tayyar ile evlenmek zorunda kalmıştır. Bir de kızı Duygu (Deniz Özpınar) dünyaya gelir. Fakat Tayyar, Madam’ın gönlünün Davut’ta olduğunu bildiğinden bunu sindiremeyip kızı ile birlikte Madam’ı ortada bırakır. Tayyar bir şekilde intikam alacaktır ve bunu Davut’un evlatlığı Nusret’i (Burak Tarık) kendi yoluna çekerek yapacaktır. Mahalle kabadayısı Nusret ise bir tarafta sevdiği kız, sevdiği insanlar; diğer tarafta ise para ve saltanat arasında kalır. Bu iki dünya arasında bocalarken mahallenin metruk camisine bir Hoca (Sinan Taymin Albayrak) tayin olur ve olayların seyri değişmeye başlar…

Dün akşam bu filmi izledim.Özellikle hoca ve Skoda lakaplı eli uzun evsiz mahalle sakini arasındaki diyaloglar ve arka fon müziği  ilgimi çeken ,güzel ,izlenmeye değer kısımlardı.
Hoca  rolü Sinan Albayrak'a çok yakışmış, mahalleli ile yaptığı sohbetler huzur verici.
Vizyona girdiğinden beri izlemek istiyordum.

14 Haziran 2012 Perşembe

dün akşam,gezi,bir kuş,bir film



Dün İrem babaannesi , halası ve kuzeni ile birlikteydi.İşten çıkınca onları da alıp Pınarbaşı'na geçtik.Eşimin ablası ve eniştesinin işlettikleri düğün salonu&cafe var  orada  toplandık.Esin ve Rıza 'nın da katılımları ile güzel, bol muhabbetli bir akşam oldu.
Salonun arkasında kuşçu var, muhabbet kuşu yetiştiriyorlar.HAlamızın karne hediyesi bir kuşumuz var artık :) Kuş ve ben !! çok hikayeler çıkacak buraya bu malzemeden ..
İrem çok sevindi tabii, kuş için kafes de almıştık.Özüm'ün kafesi hazırdı, o da bir kuş seçti, Limon , limon sarısı .. İrem'İn kuşu daha minik, yavru , yeşil, ismi YoSuN oldu :)


Bu resim netten, bizim Yosun değil :) Onu da ileride paylaşırım artık :)Aynı böyle işte yemyeşil ..




Gözleri birbirlerinin kuşunda değişik bir akşam geçirdiler ;)
Oradan çıkınca İrem Özüm'den ayrılmak istemedi, yine babaannesinde kaldılar.Biz de eve geçtik.Dün okuyup bitirdiğim Bizim Büyük Çaresizliğimiz   adlı kitap  aklımda ,yüreğimde yer etmişti.Onu düşündüm biraz baktım saat 11 civarı, açtım filmini izledim .




Yönetmeni Seyfi Teoman'ı  yakın zamanda genç yaşta kaybettik ne yazık ki :(  İlker Aksum,Fatih Al, Güneş Sayın ,Taner Birsel,Baki Davrak,M.Ali Nuroğlu   'ndan oluşan ekip gayet başarılı.
filmler kitabın yerini tutmaz deriz hep, ben filmi de sevdim.


Filmin Tanıtımı : 
Film, geçmişe dayalı dostlukları olan otuzlu yaşlardaki Ender ve Çetin’in yaşamlarından bir kesiti konu alıyor. Çetin, yıllar sonra Ankara’ya dönmüş ve Çetin'le bir ev tutarak tekrar bir araya gelmiştir. Bu sırada yakın arkadaşları Fikret de Almanya’dan Türkiye’ye tatile gelmiştir. Bu tatilde bir trafik kazasında anne ve babasını kaybeden Fikret'in yeniden Almanya’ya dönmesi gerekir fakat ortada bir sorun vardır: artık yalnız kalan kız kardeşi Nihal.

Nihal, Ankara Üniversitesi’nde öğrencidir ve okulunun bitmesine iki yıl vardır. Fikret’in Nihal’i emanet edebileceği kişi ise Ender ve Çetin’dir. Fikret, Nihal’i arkadaşlarına emanet eder ve Almanya’ya geri döner. Artık evde üç kişi yaşıyordur. Nihal anne ve babasını kaybetmiş olmanın yarattığı travmayı yaşarken Ender ve Çetin’le iletişim kurmak istemez. Fakat zamanla bu üç kişi arasında mecburiyetin de etkisiyle ismi konulamayan farklı bir yakınlaşma doğar…





13 Haziran 2012 Çarşamba

yazıklar olsun bana




Grangé yeni kitap yazıyor , yayınlanıyor ve ben yeni öğreniyorum :(( gerçi baktım yayın tarihi haziran/2012 ama..

neyse uzun lafın kısası  tez vakitte okunaaaaa...

fiyatı 33TL çok değil mi :(( 

12 Haziran 2012 Salı

kızlar buna bayılıyorrrr

hobaaaaaaa

az önce bizim ev

böyleydi :D

İrem kuzeni Özüm ve kuzeni Deniz ile kostüm çılgınlığında













500 parçalı moonsterhıgh kızları puzzle





tarzan deniz,köylü kızı İrem, gelin Özüm


İrem'in odası :)

Bugün ,

kafamda tilkiler kol geziyor , bir sürü yarım iş, alınması gereken ihtiyaçlar , yapılması gerekenler , İrem için yaz plan projeleri..
şu tilkileri bir buluşturabilsem iyi olacak .
Bu akşam  eşimin spor günü idi , iptal oldu , İrem evcil hayvan istedi kuş ! alınacaktı yarına ertelendi. Aniden değişen programlara ayak uydurmak pek bana göre değil , anında kafam karışıyor.
Okuduğum kitap hızla ilerlemiyor , masamda işler problemli, cevap bekliyor ..
Mühendisler Odasının aylık dergisini okudum , makaleleri yarım bırakmışım, bulmaca ,sudoku bitirilmeyi bekliyor..
Ertelenen ,yarım kalan işler beni huzursuz ediyor .
YAz sıcakları bastırdı, yürüyüş yapamıyorum , ev sporu da öylesine kaldı .Diyeti sürdüremedim ara verdim .

Şimdi düşününce , bardağın dolu tarafına bakmayı öğrenmem gerek sanırım.O da yarım bardak su ama dolu mu boş mu ? bütün mesele bu :)


not: bu görseli aramak için google 'da  "yarım bardak su" yazdım neler çıktı neler ..
bir deneyin ama açken bakmayın :)))))

10 Haziran 2012 Pazar

Dikili sezonunu açtık

Cuma akşamı karne sevincimiz vardı.Bodrum'dan gelen eşimin kardeşi eşi ve kızı da bize sevinç kattı.Kızlar oynarken biz lafladık.Cumartesi sabahı yoldaydık :) Kardeşim ,eşi annem ve Deniz de bizden bir süre sonra yola çıkmışlar .Dikili'de buluştuk :)
Güzel bir haftasonuydu.Özlemişiz, doğayı, denizi, orada olmayı..
Kahvaltı ardından keyif kahveleri içilirken İrem ve Deniz başladılar klasik sorularına " denize ne zaman gitces ?"  onları oyalamak zordu.. Deniz pırıl pırıldı , içinden çıkmak istemedik..
Öğleden sonra dinlendikten sonra arka bahçemize çıktık, vişne ,kiraz , kayısı topladık.Bu kez kilolarımdan kurtulmanın da etkisi ile ağaca ben çıktım :))
zaten bir kısmını toplayacaktık , epey eğlendik bahçede..
Mangal hazırlıkları başladı, soğuk biralar yeryüzüne çıktı ;) yaz gelmiş dedim o an :)
Akşam yemeği sonrası çarşı fethedildi, sahil yürüyüşleri yapıldı.Yorgunluktan bitap düşüp anında uyundu eve dönüldüğünde :)
Pazar günü dönüş sıkıntısı vardı sanki herkeste, annem orada kaldı , bizim de içimiz..
Çocuklar bu son günümüz dediler ve dal çık dal çık su kuşu oldular iyice.Akşamına da evimizdeydik işte, İrem ve Mustafa iyice kızarmışlar kremlenmelerine rağmen .. ben dün gölgeden çıkmadım pek, kitap okudum  kumları sevdim geldim :)
Biraz bizden kareler..


kahve keyfi
annemin kıymetli ortancaları


su keyfi
balık kız İrem
kumlara ayak bastım 


el bastım sevdim onları 



İrem ve Deniz 
çocukların akşam eğlencesi 



Bihter bluzu ile İrem :p

bahçe mahsulü vişneler

hep bana toplattılar 


dizi dizi eğlence


eşimin gözü ile Dikili geceleri :)

ho hoyt ağaçlara tırmanırmışım ..