normal günlerde de erken uyanan ve ayaklanan iki kardeştik biz.Bayram sabahları tabii ki daha bir heyecanlı olurduk.Bayramlıklarımızı giyer önce anne babamızın elini öper , sonra bir yere yetişecekmiş gibi acele ile babaannemlere giderdik.
Baba tarafımın özel günler olmasa bile bir sofra etrafında toplandığı günler çocukluğumun en güzel günleriydi benim için. Bayramlar ayrı güzel olurdu.Babaannem kurban bayramlarının ilk günü telaşlı olurdu .Kurban kesilir , et doğrama tahtaları ve ahşap sofralar ,leğen ve bıçaklar bahçede havuz yanına taşınırdı.Bir kaç gün önce alınmış hatta kaynaşılmış koyun kesime giderken annem bizden bu olayı sakınmaya çalışır ama biz inadına dikilirdik hayvanın başına..
Hiç tiksinmez, çekinmez izlerdik, derisinin şişmesinde bacaklarını tutmuşluğumuz vardır.
Olması gereken oluyordu ve biz izliyorduk, bu kadar, ailemiz yapıyorsa doğruydu sorgulanacak birşey yoktu.Eti de sıcağı sıcağına kavrulur, bazı organlar mangala dizilir , o anda yenirdi, bunda tuhaf birşey yoktu..
Ertesi sabah ne oluyorsa olurdu , tüm gece fırında bekleyen nar gibi kızarmış içi pirinç ve işkembe dolmaları ile doldurulmuş numaralı fırın tepsisinde yatan kuzu ön kolu yenmek için aile yine toplanırdı sofrada.Sura pişerdi olmazsa olmazdı.
Buraya kadar her şey iyiydi ancak biz kardeşim ve annemle bu yemeği çok sever ama kahvaltıda yemek istemezdik, domates ekmek , biber yer kalkardık.
Öğleden sonra başlardık tırtığa :)
Yıllar geçti, babaannem , dedem vafat edeli çok oldu, ardından babam , büyük yengem, kuzenimin eşi yengem , halam ayrıldı aramızdan :(
Artık bu geniş aile toplanamıyor bir sofrada , bayramlaşıp görüşüyoruz elbette şimdi bizim çocuklarımızın ,eşlerimizin eklendiği bir çoğunlukla..
Annem bazı adetleri devam ettirmeye çalışıyor :) Eskiden Akhisar'da kurban kesiyordu bir başına, artık oraya da gidemiyor, kardeşimin yoğun çalışması sebebi ile buradaki evinde geçiriyor bayramı, bizlerle.
Geçen yıllarda Akhisar'daki evinde meşhur şu yukarıda anlattığım yemek olan surayı yaptı ve inanılmaz bir lezzettir o ki hepimiz gömülürüz çoluk çocuk :)
Ben bir ara sura lafı etmişim kıyamamış , haftasonu Akhisar'dan gelirken koca ön kolu da kapmış bavulla getirmiş, bir arama yapılsa kadının bavulunda koyun cesedi, şakası bir yana attık dolaba .Bu bayram pişmeyi bekliyor.Annemi yokladım da dün, bayram sabahı kahvaltıya çıkmayacak bu di mi anne ? diye,,, " ehh şeyyyhh çocuklara süt içirir gelirsiniz " demez mi !
Ah annem güzel annem ne çabuk unuttun sen domates , biberli kahvaltılarımızı dedim, sarmaştık ..
Bayramlarda içimi sızlatır hep annemin bu adetlerle aslında babamı , ailesini,geçmişi yaşatmaya devam etmesi ..
Bu yazıyı üç sene önce bir bayram sura etrafındayken çekilen bir fotoğraf ile bitiriyorum , lütfen kızmayınız , içine bir de kelle eklenmiş sura tepsisinin..
gökkuşağı resmi neden derseniz ,
Bu bayram da tüm sevdiklerinizle güzel geçsin diye :)
Biraz gülümseyerek biraz içim burkularak okudum Gonca'cım ama ne güzel bir anı. Bizde kalabalık bir aileyiz ama birlik yok, toplanma yok. O yüzden de hep imrenmişimdir böyle ailelere.
YanıtlaSilYıllar geçtikçe şehirler ayrılınca bir araya gelmek çok zor oluyor Gülşah..
YanıtlaSilama bak nesille ilgili bir şey bu aslında.Eşim beş kardeş, eşleri, çocukları torunları derken biz kayınvaldemlerde otuza yakın bulunabiliyoruz :)kalabalık aile güzel şey ;)
Ne güzel bir şey. Hep birarada sağlıklı, neşeli bayramlarınız olsun Gonca'cım.
YanıtlaSil